Güneş parlıyordu ve çeşme şehrinin sıcak yaz günlerinden biriydi. Aylin, uzun bir iş gününün ardından arkadaşlarıyla buluşmak için çeşmedeki bir masaj salonuna gitmeye karar verdi. Birçok gün boyunca süren yoğun çalışma, onu rahatlamak ve stresten arınmak için bu seçeneğe yönlendirmişti. Çeşme'nin tarihi sokaklarında yürürken, elindeki telefonla rezervasyon yaptırdı ve kısa bir süre sonra salonun kapısının önündeydi.
Salona adım attığında hafif bir lavanta kokusu dikkatini çekti. İçerisi sessizdi ve huzur veren bir müzik çalıyordu. Karşısında resepsiyonist bir bayan oturuyordu ve Aylin'i güleryüzle karşıladı. Aylin, ismini verdi ve rezervasyonunu teyit etti. Rezervasyonunun ardından, bir terapistin odasına götürüldü.
Odaya girdiğinde, Aylin'i sakinleştirmek için loş ışık ve hafif bir melodi karşıladı. Terapist, kendisine masajın detaylarını anlattı ve Aylin'in tercihlerini dinledi. Aylin, bir aromaterapi masajı istedi ve terapisti odanın dışına çıkarken sessizce giyinmeye davet etti. Masaj masasına uzandı ve terapist odaya geri döndü.
Aylin, terapistin usta dokunuşlarıyla rahatlamaya başladı. Aromaterapi yağının yumuşak kokusu, sık sık masaj masasının üzerinden geçerken burnuna çarpıyordu. Terapist, kaslarını nazikçe yoğurdu ve gerginliklerini hafifletti. Aylin, derin nefesler alarak gevşemeye devam etti.
Masajın sonunda Aylin, kendini yeniden doğmuş gibi hissediyordu. Vücudu hafiflemiş, zihni ise dinginleşmişti. Terapist, ona bir bardak taze sıkılmış portakal suyu teklif etti ve Aylin mutlulukla kabul etti. Masajın ardından giyinip salondan çıktığında, dışarıda gün batımı manzarası onu karşıladı.
Aylin, çeşme şehrinin sokaklarında yürüdü ve terapinin rahatlatıcı etkilerini hissetti. Duygusal ve fiziksel olarak tazelenmiş hissediyordu. Arkadaşlarıyla buluştuğunda, tüm gün boyunca yaşadığı stresin üzerinden atılmıştı.
Bu, Çeşme'deki masaj salonunda geçen hikayesiydi. Aylin, o güzel günü unutamayacak ve zaman zaman bu masaj salonuna geri dönmeyi düşünecekti.